ESİR TESİR

  Bir trafik var kalbimde faili meçhul bir düzene itaat eden . Hangi kırmızı ışıkta durmuş sözlerim, hazırolda bekleyen sarımtırak hislerim, yeşillere bürünmüş kendinden geçen gözlerim. Severdin gözlerimin rengini , şimdi sevinir şükür edersin gözlerini açan kimselere aslında seninle hiç gözünü açmamışlardır yeni bir güne. Namı beşer hükümlerle ilerleyen, saat zaman bilmeyen, iki kelamı bana çok gören bir zat sefiri, bu yüreğin böyle bir trafikte kayboluşu . Kimine göre esir kimine göre tesir...

  Aşk eski bir günah bize Adem ve Havva'dan miras kalan. Tutunamadığımız her şeye nedir iras olan.
Sevmeye sevilmeye çalışırken batan dikenlerin hesabını tutan bu paslı sayfaların sebebi ziyareti ağır oluyor gecelerde. Nitekim bir hayalin peşinde şuursuzca yol almaya devam eden buruk hislerin inancıda hala damarımızda akan kanla beraber bizimle yeni yollara seyahat ediyor. Ne kadar sağlıklı bir algı topluluğu ile ilerlediğimiz mi geri sardığımız mı belli olmadan hala aynı kanı pompalayan kalp mi hatalı. Bu kadar istikrarsız bir organın içinde kurduğun istikrarı beğenmemiş olman bir yanılgı olmasa gerek. Kurmaya çalıştığım matematikle duygulara mantık empoze etmem
in fonksiyonel hatasıyla baş başa bırak beni çünkü hala taze umutlar gittiğin geceden beri saklıyor filizlerini döndüğünde gelecek olan güneşe.

  Bir aşk kitabı olduğumuzu düşünsene o zaman çözülüyor sanki düğüm. Aşk kocaman bir bütünken sayfalar tek başına. Bir kitap büyüklüğünde sayfalar kadar yalnız aşk . Ucu yanık sayfaların tozunu yuttuğumuz , sayfalarına öpücük kondurduğumuz , aralarına gül yaprakları koyduğumuz, ilk sarıldığımızda üzerlerimize sinen ilk kokuyu aldığımız , heyecanı kadar üzüntüsüyle hasreti bulandırdığımız, koskaca yalnız bir AŞKtır o kitap. Başımdan aşkın aşkın içimde yankılanan son ses aşkım...

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Asal Masal

MUTSUZ MUT

KIRK AKILLI BİR DELİ