TUTMAZ TUTARSIZLIK
Gel be özlemim, dön can yurduna. Gurbet ellerde yetmedi mi seferin? Sefir yolladım huzuruna duymadın mı sefilliğimi daha. Bir maslahatım yok, benim memurluğum senin yollarında. Güzar hisler küllükte, bergüzar anılar cebimde, işgüzar velvele misali suretin heryerde. Müptezel gibi davrandığımın farkındalığı, onca def edilmemin yüzsüzlüğü, ikilemlerimin sebep olduğu bozukluklar bile senin yolundan aciz bırakamıyor beni. Yanık kokusu var içimde, inci tanelerinin söndüremediği bir yanık. Eldevar bu kadar tutarsızlık ve nitekim müteşebbis bir hayasızlık, nasıl anlatayım ki şimdi ben sana renkleri, rengarenk hülyaları. Galiba yalnız yürümeliyim bu yolda, yalnız sevmeliyim, yalnız buluşmalıyım, yalnız tartışmalıyım, yalnız yaşlanmalıyım. Yalnızlıklarıma yanlızlar eklemişim ne değişir ki... Kağıt kesiği misali derin yırtmaçlı anılarımın nadide parçaları antikalaşacak, hayal ettiklerim varsayımlar olarak kalacak, yaşanmışlıklar çeyiz sandıklarında kaybolacak, yüz...