BAYAT HAYAT

   Bir gün daha eksik ama bir gün daha sona yakın olabildiğin tek somut gerçekliktir hayat. Tükettikçe her türlü kavramları, çoğalabildiğin tek kurumdur hayat tecrübesi . Edinebildiğin yokluklardan hangisine ne kadar sahip olabileceğini seçemezken birde ortada gerçekten sahip olmadığın kanısına mahkum kader olgusu düzeni bozar. İki tür aşk da nasıl oluyorda bunların kümesinin dışında kalabiliyor. Aşk her dilde farklı okunur, her zihinde farklı tasvir edilir, her hissiyatta farklı lanse edilir şayet tek gerçeği saflığı olsa gerek.

   Tezahüratsız bir tezat seslenişleri düşüncelerimin tesiri. Ne taraftan bakarsam bakayım, kendimi alıkoyamadığım noktanın hep ağırlık merkezindeyim. Aşk deyince sarılıp bırakamadığım üveyik bir yavru içimde. Buna bağlanmak körü körüne istemli olunca mantıklı,,, karşılık görebilme hayali olacak kadar kahırlı, herşeyini adayacak kadar namlı,değecek biri olunca anlamlı oluyordu...

   Yaşadıkça seviyordum seni. Yaklaşıyordum çünkü benim olduğun güne. Ebediyetten korkardı yüreğim bu sebepten. Artan yaşımdan eksiltiyorum yalnızlıklarımı gün be gün . Çizmediğim takvim, karalamadığım sayfa, çentiklemediğim duvar kalmasada. Bir zayiatın peşinde seyyiatlarla  ilerler gibi bendimin kalıntıları bıraktıkların içimde yarım yarım. Sorarım hesabını yarın diyemeyecek kadarda acizim . Sanırsın güçsüzlükten. Evet bir güçsüzlük söz konusu ama sana karşı değil yarının gerçek sahibine karşı. Çünkü bilemem yarına vadem var mı yoksa tükenir miydi içimde ki adem...

  Baksana bir kördüğüm bu içime ilmek ilmek ördüğüm ve sonradan gördüğüm bir serzeniş. Talihsiz salih emellerimin amellerime karışamamasının dergahı kalbim. Başarısız arsız suskunluklarımın kârsız teveccühleri  yârsız kalmış. Kalıntı tortulanmış hitaplarım alıntılardan ibaret, bitap kitap eserlerle beşer hülyaların fulyaları eksik kalmış bahçelerim de, almış bendim kendimi sığ köşelerine, döşemeleri üzerime yürüyor odamın, kafamda ürüyor kefaletsiz sefalet kurgular burgu misali bedenimi deliyor, vurgular fütursuz kalıyor anlamlarımda, alıyor beni benliğin enli anılarına, kanılar hipotezlerden ibaret baretsiz fikirlerle aşınıyor hatıralar beynimde, kaşınıyor sefilliğim adanarak yoluna iyice, fiilerimde gizli özneler senli izlerle süsleniyor , üsleniyor sensizlik her zulümleri, üflemekten küflendi artık artık kalan sen ifadeleri, faidesiz aslında bu sitem , tem eksilmiş kalemimden alem sefir beklerken benden, ekleyemediklerim saffet sevklerini büyüklük yap da sen affet, zevklerim karardı,  hayat zerrelerimde sen varken gözlerim hep seni arardı, yazlar bile güz gibi sarardı, hatırla ben unutmadım kolların beni nasıl sarardı, asıl asil gözlerin  beynimi yorardı, sözlerinin ziyadesi iadesiz kalırdı hislerimden öte,ziyaret etmedikçe kastı zulümlerin sevdamı, hiç diyen olmadı mı sana sev bu adamı, iç çekmek yerine ekmek varken bayat hayatıma taze filizlenmiş sevgi tomurcuklarını...
 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Asal Masal

MUTSUZ MUT

KIRK AKILLI BİR DELİ