YİNE YENİ DEM
Hiç felç geçirdimi duyguların, stabil kaldımı zaman bedeninde? Ölürüm dediklerin kötürüm kaldı mı en sığ köşelerinde... Nefes almaktan yoruldumu akciğerin, soluk borularından yutkundun mu acıları? Kaburgalarının göğüs kemiğini tasıyamadıgı, kendi kendine isyanlarının arasında nevrotik kaldığın... Yürüyüp yürüyüp farkettin mi ilerleyemediğini, hevesin en başından terketti mi sahipliğini? İradene hükmedemediğin oldu mu, sözünün özünde kaybolduğu...
Engelli düşüncelerim yetersiz kalıyor ifade ettiklerimde. Sanki tüm odacıkları kapandı kalbimin elverişsiz kılıyor bedenimi hayata. Kader mi keder mi anlayamıyorsun bu durumda. Bırakamıyorsun ki, vazgeçemiyorsun ki yaşamaktan, sonuçta sende bir aşkın meyvesinin emanetini taşıyorsun. Bu yüzden bile küsebiliyorsun kendine milyonda bir ihtimali gerçekleştirip birinde gerçekleşememekten. Kısır bir paradoks oluşuyor bu engamede, nereye dönsen hep ayni sonuç hep aynı yerdesin. Bulanık görüyorsun insanların suratlarıni, süratla kaçıyorsun ifadelerden. Tutuşturmuşsun eline bir fotograf artık o net kalıyor iriste. Hazeyanlar yaşamak gibi sanki sürekli seni düşlemek . Kurutulmuş yiyecekler gibi beklemek tatsiz ama faydali dercesine kandırıyorsun içinde beslenemeyen umutları. Vitaminsiz kaldı galiba kelimelerim, beklentilerim, hayallerim. Üç öğün hasta düşünceler kullanıyorum . Bitkisel hayat yaşıyorum en canlı halimle. Acındırmaktan ziyade kör oldum başka bir sey anlatamıyorum anlamlandıramıyorum . Artık korkmuyorum kaybedecek birseyim kalmadı senden sonra. İki kişilik yaşıyorum hayati. Evet kişilik bozukluğu cünkü ikinci kişı hayalden bile öte...
Yorumlar
Yorum Gönder